islam portalı
 
  Ana Sayfa
  RÜYA TABİRLERİ
  Namaz Vakitleri
  kuran bizden ne istiyor
  arşiv
  dost siteler
  Ölmeden önce Allah’a ulaşmak
  iman nedir
  Şeytan nedir
  İmanın ve İslam'ın şartları
  Kaza ve Beladan Korunmak İçin
  Duâların Esrârı
  Kıyamet Günü
  dini vidyolar
  Diğer Peygamberler şefaat etmeyecek mi?
  şeytanın bütün isimleri
  Zorla küfür söz söyletmek
  Yeni Müslüman olan
  Bu maili herkese gönderin!
  Zekat borcu varken
  ÖĞLE NAMAZININ KILINIŞI:
  Günah işlemek ve iman
  Hz. ISA (a.s)
  Hz. YA'KUB
  Dinler Tarihi
  KADER NEDİR?
  Hz. YAHYA
  kan uykusu
  Rızkın Artması İçin Okunacak Dualar
  Falcılık büyücülük nedir
  Dinimizde uğursuzluk yoktur
  Büyüden ve Cinden korunmak için
  Görülmeyen olay ve varlıklar
  Cinler Cennete girecek mi?
  Cinlerin zararları
  dünya nedir
  Yemin ve yemin kefareti
  Deprem ve Günah ilişkisi
  Kırk hadis ezberlemek
  Kıyamete kadar
  Namaz dinin direğidir
  Namaz kılmamanın zararı
  Namazla alay edilmez
  Namaz beş vakittir
  Allah’a iman nedir?
  Allah'ın birliğini ispat
  Hidayet nedir?
  32 ve 54 farz
  İnanmak ihtiyaç mı?
  Aşırı dincilik
  İslamiyet’ten haberi olmayanlar
  Dinde on esas
  Allah var demek yeter mi?
  Meleklere iman nasıl olmalı
  Görülmeyen şey yok mudur?
  Rahmet melekleri
  Melekler niye yaratıldı?
  Kitaplara iman
  Peygamberlere iman nasıl olmalı
  Peygamberler en büyük rehberlerdir
  Nebi ve Resul nedir?
  Peygamberler günah işlemez
  İlk insan ve ilk Peygamber
  Hızır aleyhisselam
  Peygamberlerle ilgili çeşitli sorular
  Peygamberlerin hayatları
  Ahiret gününe iman nedir?
  Kıyamet günü ve kıyamet alametleri
  Sırat köprüsü
  Cennet ve Cehennem ebedidir
  Kimler Cennete girer?
  Cenneti istemek ve Allah rızası
  Cennet kapıları açılır
  Müslümanlar Cehenneme girecek mi?
  Cehennemde ateş yok mu?
  Kadere iman
  Hayır da, şer de Allah’tandır
  Kaderi bilmeyenler
  Dilemek ve razı olmak
  Kader değişir mi?
  Kimse kimsenin rızkını yiyemez
  Kaza ve kader ile ilgili çeşitli sorular
  Şirk ve küfür nedir?
  Küfre düşen ne yapmalı
  Küfre sebep olan söz ve işler
  Küfür olmayan bazı sözler
  Günah ve şirk ayrıdır
  Allah yüzüne baktı demek
  Kabul olmayacak dua
  Küfür ve küfür bulaşığı
  Amentü
  KURANI KERİM ÖGRENİYORUM
  001-010. Sayfalar
  011-020. Sayfalar
  Peygamberimizin hayatı
  KURANI KERİM DERSLERİ
  1. Ders: Harfler ve çıkış yerleri
  2. Ders: Üstün
  3. Ders: Harflerin birleşmesi
  Ders: Esre
  6. Ders: Ötre
  . 7Ders: Harf-i med (Elif)
  8.Ders: Harf-i med (Ya)
  9. Ders: Harf-i med (Vav)
  10 ,ders uygulama
  Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz
  Felsefe nedir
  İnsan başı boş değildir
  Her kitap okunmaz
  Sünnet nedir
  Sünnet çeşitleri nelerdir
  Sünnete uymanın önemi
  Bunlar Kur’an-ı kerime inanmıyorlar
  Kur’an ve Sünneti inkâr
  Yalnız Kur’an mı, yalnız sünnet mi?
  Peygamber efendimizin yetkileri
  Güzel abdest nasıl alınır?
  Abdestin farzları
  Abdestin sünnetleri
  Abdestin edepleri
  Teyemmüm
  Ruh Çağırma
  Saç Boyatmak Caiz mi?
  KOMŞULUK İLİŞKİLERİ
  peygamberler gelmeseydi
  Nasıl Abdest Alınır?
  Dini Hikayeler
  dini hikayeler 1
  dini hikayeler 2
  Cehennemden Gelen Sesler
  Kaybolan Şeyi Bulmak İçin Okunacak Dua
  Karabasan Nedir?
  Kurân'ın Sırları
  Kur'an'daki Şifre
  bu seslerde ne ?
  cok büyük okuncak dua
  Guslün farzları
  Guslü geciktirmek
  Oruç ve aç durmak
  Zekat ne zaman verilir?
  Hangi maldan zekat verilir?
  Zekat kime verilir?
  Haramdan sadaka verilir mi?
  Haccın hükmü
  Hac çeşitleri
  Hac yolunda ölen
  Zemzem içmek
  Borçlu hacca gidebilir mi
  Hac ayları
  Dini kuralları koyan Allah’tır
  Arefe gününün önemi
  Yecüc ve Mecüc
  gencligin cinsellik imtihanı
  Nazar haktır
  Alış verişte yemin etmek
  Bâtıl olan satışlar
  Çocuğun malı ve alış verişi
  Mühayee ne demektir?
  Ödünç vermek
  Faiz
  Dini kitapların ticareti
  Ana-babanın seksen hakkı
  Ana baba hakkıyla ilgili sorular
  Ölmüş ana baba hakkı
  Ana babayı dinlemeyip evlenmek
  Baba evladına iyilik ister
  Yiyip içmesi haram olan şeyler
  Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar
  İçki, dinimiz ve sağlığımız
  Hayvan kesimi
  Domuz eti yemek haramdır
  Hayvan sakatatları
  Komşunun sarkan meyveleri
  Kişiye göre haram helal değişir mi?
  Resulullah ile akraba olma şerefi
  Dört halifenin üstünlüğü
  İman azalıp çoğalmaz
  Cin ve illüzyon
  Misyonerlerin uydurduğu hurafeler
  Ruhun mahiyeti ve ruh çağırmak
  Gece gündüz duaları ne zamana kadar
  Şifa Âyetleri
  Dua etme arzusu olunca
  peygamber efendimizin hayatı
  mutluluk yolu islam
  evrenin varoluşu
  evrenin genişlemesi
  zamanın göreceligi
  göklerle yerin birbirinden ayrılması
  yörüngeler
  dünyanın yuvarlakıgı
  demirdeki sır
  denizlerin birbirine karışmaması
  insanın dogumu
  kuran'ın gelecekle ilgili haberleri
  kuran'ın matematiksel mucizeleri
  kuan allah sözüdür
  müslüman cocuga dini sualler
  Benim Muhammed’im
  DUALAR
  Fatiha Suresi
  Sabah akşam 100 kere okuncak dua
  günahların affedilcegi dua
  Sıkıntılardan kurtulmak için okunan dua
  Korku ve belalardan kurtulmak için okuncak dua
  Nazardan ve her türlü zarardan korunmak için okunan dua
  Öfkelenince okunacak dua:
  Sabah ve akşam okunan iman duası:
  Yemek duası:
  Şükür duası:
  Salevat: [En kısası]
  Peygamberimizin çok okuduğu dua:
  peygamberlerin tarihi
  HZ.ADEM A.S
  H Z . NUH A.S.
  HZ. SIT (S.A.)
  HZ. IDRIS
  HZ. HUD (S.A.)
  HZ. SÂLIH
  ZÜLKARNEYN
  .IBRAHIM
  HZ. ISMAIL (a.s.)
  HZ. ISHÂK
  Hz. YÛSUF
  HZ. EYYÛB
  Hz. SUAYB
  Hz. MÛSA (a.s)
  Hz. HARÛN
  Hz. HIZIR
  Hz. ILYAS
  Hz. ZÜLKIFL
  hz davud
  Hz. Süleyman'in
  Hz.YÛNUS
  LOKMAN
  Hz. ZEKERIYYA
  Hz. MUHAMMED (S.A.V.)
  kuran duaları ve anlamları
  Fatiha süresi
  Bakara süresi
  yasin süresi
  PEYGAMBER KÖŞESİ
  İlk Müslümanlar
  Peygamberlikten Önce Dünya
  Hicretin Birinci Senesi
  Hicretin İkinci Senesi
  Recep Ayı
  kadir Gecesi
  Ramazan Müjdesi
  kurban bayramı
  Komşuluk Hakkı
  ÇOK EVLILILIK
  Evlilik nedir
  İslam ve Akraba Evliliği
  İSLAM TARİHİMİZ
  GENÇLERİMİZE SORU CEVAPLI İSLAMİ BİLGİLER
  Kur’an’ı Kerim
  HADİS
  islam büyükleri
  Camiye girerken ve Camiden çıkarken okunacak dualar
  allahın isimleri
  DÜNYANIN OLUŞUMU
  Ilk Müslümanlar
  Müslüman Nedir?
  islama göre anneler
  Namazlara Ait Niyetler
  namaz duaları
  cuma namazının farzları
  Dua üç şekilde kabul olur
  Vesvese kötü bir hastalıktır
  Cennette kadınlara huri verilecek mi?
  Hadis âlimi kime denir
  Tam İlmihâl dinle
  cocuklar icin
  Altın Nasihatler
  Rehber Ansiklopedi
  islami sözlük
  Haber Kategorileri
  celseler
  sorularla islamiyet
  cocuk isimleri
  dini ilahiler
  BURCLAR
  Rüya ve İslam
  namaz kılmamanın sonu
  cehennemin yapısı ve azabı
  KABRİNDE FERYAT EDEN BİR GENÇ VE HAKKINI HELAL ETMEYEN ANNE
  namaz kılmayan kardeşlerim buyrun izleyin
  Tasavvuf nedir
  Beterin beteri var
  Hüseyin Hilmi Işık Efendi (Sesli)
  islam şiirleri
  hadisi şerif bölümü
  israili boykot edelim
  islam arşivi
  yeni eklenenler
  dogru iman bilgileri
  Peygamberler
  kuran-ı kerim
  dinimiz ve diger dinler
  Sünnet ve bid’at nedir
  namaz ve abdest
  Silsile
  zekat
  hac rehberi
  kurban ve adak
  Kurban kesmenin fazileti
  Peygamber efendimiz için kurban kesmek
  Ahlak bilgileri
  mübarek günler ve geceler
  Mevlid gecesi
  Berat gecesi
  Mirac gecesi
  Filistine yardım
  osmanlı tarihi
  ezan okuma yarışması
  ezgiler
  Türk Hanedanlıkları
  destek icin
  Allah'ın Varlığının İspatı 1
  İnanmayanlara Allah'ın varlığını nasıl anlatabiliriz?
  Allah Kelimesinin Kökeni
  Ahiret;Beden-Ruh İlişkisi
  ruh
  kuranda celişki yok
  kur'anda celişki yokdur
  Kur'an'ın Çoğaltılması
  Tek Din; İslam'dır
  kötülük problemi
  imtihan dünyası
  kaza ve kader
  büyük islam ilmihali
  islam ülkeleri
  katliama dur de
  resim galerisi .filistin....
  DUA BÖLÜMÜ
  İnternet, Gençliği Nasıl Mahv Ediyor
  dualar dinle
  son dakika haberi
  google2b0486058945d4f1l
  israili boykot et
  boykotlu ürünler
  israil firma listesi
  Yardım Kuruluşları
  filistin resimleri
  Filistin
  mekke resimleri
  Yıldızname
  dilek duası
  Ayet'el Kürsi
  Filistin'li Kimdir?
  Yasin Sonrasinda Okunacak Dua
  Neden Devamlı Yasin Suresi ?
  dua dinle
DÜNYANIN OLUŞUMU

DÜNYANIN OLUŞUMU ve YAPISIYer'in oluşumu sorunu,yüzyıllar boyunca insanı düşündüren ve düşündürmeye devam etmekte olan,önemli bir bilimsel sorundur.Gerçi Yer'in oluşumu konusunda,bugün geçmişe oranla ,daha çok şey bilmekteyiz.Ancak yine de,problemle ilgili görüşler,hipotez düzeyindedir.

Bunların delilleri güçlü olmakla birlikte,kesin birtakım sonuçlara ulaşıldığı ileri sürülemez.Yer'in yaşının 4,5 ile 5 milyar yıl dolayında olduğu sanılmaktadır.Bunun 10 milyar yılı bulduğunu ileri süren kaynaklara da rastlanır.

Yer'in nasıl oluştuğu sorusunu cevaplamayı amaçlayan teoriler ve bunların eksikliklerini daha iyi anlayabilmek için Güneş Sistemi'nin nasıl oluştuğu sorusuna kısaca değinmek gerekir.Güneş sistemi bu sistemden çok daha büyük bir sistemdir.Fakat güneş sistemini de içine alan daha büyük bir dev sistem vardır.Bu sistemde pek çok sisteme ayıılmıştır.Bu sistemlerin herbirine Galaksi denir.Yer'in de içinde yer aldığı insalığın Galaksi'sine (Yun.süt demektir.),Türkçe bir terim ola Samanyolu denir.Batı kaynaklarda Samanyolu,Sütlü yol diye geçer.(Yani bu anlama gelir.)

Samanyolu'nda bazı kaynaklara göre 100 milyar,bazı kaynaklara görede 200 milyar gök cismi vardır.Kuşkusuz bunlardan biri de şimdiki bilgilerimize göre insan barındıran tek gök cismi olan Dünya'mızdır.Yer Samanyolu'nun merkezi kabul edilen Güneş'ten149,6 milyon km. uzaktır. Çapı hemen hemen 300 milyon km yi bulan yörünge adı verilen bir düzlem üzerinde dolanır.Bu düzleme,eliptik düzlem (tutunma düzlemi) denir.Bunun üzerindeki dolanımını,bir yılda 365 Gün 6 Saatte tamamlar.

Yer'in oluşumu ile Samanyolu'nun oluşumu,aynı esaslara ve büyük bir ihitimalle de aynı zaman dilimine rastlanmaktadır.Bu konudaki ilk teori ünlü Franız gök bilimci Laplace (Laplaş;1749-1827) tarafından 1796 yılında ileri sürülmüştür.Teori'i ilme,Nebula kramı diye geçmiştir.

Laplace'ın varsayımına göre,Güneş ve gezegenler ile Samanyolun'dakidiğer gök cisimleri, oluşum tarihinin (4.7 ile 5 milyar yıl) ilk evresinde,kütle çekimi etkisi altında sıkışarak dönmeye başlayan,bir toz kümesinin birleşmesi sonunucu oluşmıştur.İleri sürülen bu teoriye Birleşme hipotezi adı verilir.Teorinin kabülüne göre,nebula sıkıştıkça,halkalar teşkil etmeye başlamıştır.Oluşan halkaların giderek yoğuşması sonucu,gezegenler oluşmaya başlamıştır.Dolayısıyla iç gezegenler(Yer ile Güneş arasındakiler) önce ,dış gezegenler ise ,daha sonra oluşmuştur.

Kısaca söylersek,Laplace'ın görüşüne göre Samanyolu ,milyarlarca yıl önce ,bir Gaz ve toz kümesi idi.Ekseni çevresinde bir bulutsu,kütle çekimi etkisi altında çevresine gaz ve toz saçabilir.

Esas kütleden uzaklaşan ve yine etkisi altında kalarak dönmeye,yani dolanıma devam eden kümeler zamanla yoğuşabilir.Gezegenler,bu esasa göre oluşmuştur.

Bulutsu, ya da birleşme teorisi;uzun yıllar geçerliliğini korumuştur.Bundan sonra,gel-git kuramları diye ilme geçen,Laplace teorisini redetmeyen,fakat matamatiksel yanlışlıkların bulunduğunu doğrulayan bir dizi teori ortaya atılmıştır.

Gel-git teorilerinin en güveniliri,ünlü İngiliz fizikçi ve gök bilimcisi James Jeans tarafından 1901'de ilri sürülenidir.Gerçi,matamatiksel olarak ispatı yapılmamıştır.Ancak yine de akla en yakındır.O'na göre gezegenler ve Yer Güneş'in çekim bölgesine girerek geçen bir gök cisminin,yan, yıldızın,çekim gücü etkisi ile,Güneş'ten kopardoğı puro şekilli Maddelerden oluşmuştur.

Gezegenler ve Güneş sistemi Galaksisi'ndeki diğer gök cisimlerinin Güneş'ten koptuğu yani koparıldığı görüşü aslında söz konusu gel-git varsayımlarına dayanır.Ancak hem bu görüş de kanıtlanmış değildir,hem de,buna karşı savunulan,bir patlama-dağılma teorisi vardır.

Güneş'in manyetik çekim gücü,diğer Gökada cisimlerine göre,çok yüksektir.İlk evrede oluşmuş dev bir Güneş'in Nükleer enerji üretme evresinden sonra patlaması sonucu,farklı büyüklüklerdeki kütleler onun çekim alanına dağılıp,belli yörüngeler üzerinde dönmeye başlayabilirler.

Bütün modern teoriler,bütün gezegenlerin,gaz ve ince toz bulutundan oluştuğunu Güneş'in,ilk evrede bu tür bir madde topluluğu olduğunu kabul ederler.

Ancak şunu iyi biliyoruz ki,evrenin sırrı,henüz çok bilinmeyenli bir denklem olma özelliğni korumaktadır.Güneş ve gezegenlerin aslı kızgın gaz ve toz kümesi de olsa,bilim ve teknik esasta var olup da bilinmeyenleri keşfetme çabasındadır.Örneğin nebulaların maddeleri nasıl oluşmuştur;ya da uzay nerede başlar nerede biter;daha sonrs ne başlar ve o da nerede biter gibi sonsuz denilen soruların cevabı henüz verilmemiştir.Ama bu güçlükler,müspet ilmi reddetmeyi gerektirmez.Çünkü ilim,sabırla düşünme-araştırma ve maraktan doğar;gelişir ve olgunlaşır.Peşin yargılar ve mistik düşüncelerin,objektif ilim kuralları arasında yer yoktur.

Güneş sistemi elemanlarından biri olan Dünya,sahip olduğu başlıca üç doğal küreden oluşur.Bunlar ;katı yer kabuğu veya taşküre ,yaklaşık %71'lik payı sularla kaplı bulunan suküre,800-900 km hatta dah çok seyrelmiş şekilde,8000 km yüksekliğe kadar devam eden,havaküredir.Bu doğal kürelerin hayat veren şartlar sunması,bitkiler-hayvanlar ve insanların,türemesi ve yaşamasını sağlamıştır.Coğrafi yeryüzü terimi ile tanımladığımız bu üç doğal kürenin kesişmesi,madde ve enerji değişimi sürecinin oluşmasına ve bu doğal süreç de,hayat imkanlarının doğmasına yol açmıştır.

Yer ,dıştan içe-yüzeyden merkezine doğru,başlıca üç farklı bölümden oluşur.

1-)Kabuk Bölgesi
2-)Manto Bölgesi
a)Üst Manto
b)Alt Manto

 

3-)Çekirdek Bölgesi
a)Dış Çekirdek
b)İç Çekirdek

Bunlardan Kabuk bölgesi,yaklaşık 30 ile 40 km lik ortalama bir kalınlık gösterir.Bu değerler,yüksek sıra dağların derinliklerinde,70-75 km ye dek ulaşır. Okyanus kabuklarında ise,yaklaşık 5 ile 10 km ye iner.Yapısının,daha çok granit ve bazaltik olduğu kabul edilmektedir.

Sismik hareketlerin odak noktaları,genel olarak bu bölge içindedir.Metalik madenler daha çok masif bir yapı gösteren granitik ve bazaltik bölgelerede doğal gaz ile hampetrol ve kömürler ise,bu kabuk içindeki tortul bölgelerinde rezerve olmuştur.

Kabuk bölümün altında,deriniği 2900 km dolayında kabul edilen Manto yer alır.Yaklaşık 800-900 km lik dış bölüme dış manto,2000 kmye varan derinliğe kadarki bölüme ise,alt manto denilir.Radyometrik dalgalara uyarı vermesi nedeni ile bu bölümün de,katı yapıda olduğu kesindir.

Teorik olarak,mantodan sonra,Yer'in çekirdeği diye adlandırılan bölüm gelir.Artık bu bölge,akışkan-sıvımsı bir maddeden oluşur.Çünkü,elektrmanyetik dalgalara uyarı vermez.Bu bölge de,dış manto(kalınlığı 5000 km ye uzanır.)ve iç manto diye ikiye ayrılır.Böylece,üzerinde dolaştığımız katı bölgeden Dünya'nın merkezine dek,ortalama 6370 km lik bir derinlik bulunduğu kabul edilmektedir.

Tablo:Yer'in iç yapı bölgeleri ve bileşimleri

 

İç yapı bölgeleri Derinlikleri Bileşimleri

KABUK 30-40(km) SİAL
MANTO 35-2900 SİMA-MAGMA
ÇEKİRDEK 2900-6370 NİFE

Yer'in iç yapı bölgelerini oluşturan maddelerin,oran yüksekliğine göre de adlandırılmıştır.

Nitekim kabuk bölgesinin hakim maddeleri,daha çok Silisyum ve alüminyumdur.Bu madde adlarının ilk hecelerini kullanan kimi gök bilimci jeofizikçi ve coğrafyacılar,yerin kabuk bölgesini Sial diye adlandırmışlardır.

Yer'in manto bölgesinin bileşiminde,en yüksek paylar,silisyum ve Magnezyum elementlerine aittir.Bu nedenle de,Sima diye adlandırılmıştır. Yanardağ püskürmeleri,bu bölümden kaynaklanır.Dolayısıyla magma diye adlandırılır.

Aynı şekilde, çok daha ağır madenlerden oluşan çekirdek bölgesinin hakim maddeleri,nikel ve demir madenleridir.Bundan dolayı,Nife şeklinde adlandırılmıştır.

Derinliklere inildikçe,belli basamaklarda Sıcaklık değerleri çok belirgin bir şekilde artar.Bu sıcaklığa,jeotermi denir.Jeotermide,her 33 m derinliğe inildikçe,yaklaşık 1 C artış olur.Bu artış çizgilerine,jeotermi basamağı denir.

Jeotermi basamağı,genel olarak her 33 m de 1 C değişmekle birlikte,bu değişim,Yer'in bazı iç bölgelerinde 145 m bulur.

Bu veriler esas alındığında,örneğin 40 km derinlikte sıcaklık yaklaşık 1200 C ,60 km de 2000 C ve iç çekirdek'te,yaklaşık 200 000 C dolayında bulunmaktadır.Kuşkusuz,derinliklere doğru Sıcaklığın artışı kesin olmakla birlikte,hesaplanan bu değerler,teorik sonuçlardır.Çünkü Yer'in iç yapısı konusunda,şimdilik kısmen iyi tanına bilen iç bölge,kabuk bölgesi'dir.Öte yandan Yer içi sıcaklığını ölçmek mümkün değildir.Bu nedenle de,şimdilik kaydıyla bu konuda en iyi bilinen husus,Yer'in derin noktalarında sıcaklık derecelerinin,çok yüksek oluşu gerçeğidir.

Zaten,yanardağ püskürmeleri,gayzer,su-buhar ve kaplıca gibi Sıcak sularda,bu açıkça doğrulamaktadır.

Güneş sistemi ve bu arada Yer'in oluşumu milyarlarca yıllık bir zaman sürecinde gerçekleşmiştir.Bu sürece,kısaca Güneş Sistemi ve Yer'in yaşı denir.Ancak biz burada sorunu,Yer'in yaşı terimi ile ifade edeceğiz.

Yer yuvarlağının oluşumu ile uğraşan,bu sorunu aydınlatmaya çalışan ilimler,jeoloji yani yerbilimi alanları,jeofizik,jeodezi ve kısmen de coğrafya gibi ilimlerdir.Jeoloji,yer yuvarlağı üzerinde ve doğal olayları inceleyen bir bilimdir.Bu bilimin,özellikle Palecoğrafya ve Paleontoloji bilimleri yerin yapısını incelerler.

Bunlardan Paleocoğrafya:yani jeoloji zamanlar ve devrelerinin coğrafya ilmi,Yer tarihi boyunca her bir jeoloji devrinde oluşmuş kıtalar,Okyanuslar,dağ sistemleri ve jeosenklinaller gibi coğrafi ünitelerin dağılımlarını inceleyen bir bilim dalıdır.Nitekim Paleocoğrafi araştırmaların sonuçlarına göre Arkeen veya Arkeozik devrelerde günümüze dek,Yer'in Paleocoğrafyası'nda çok büyük değişiklikler olmuştur.

Yer'in tarihi geçmişi ve gelişimini aydınlatan bir diğer bilim alanı da Paleontoloji'dir.

Bu dalın ana uğraşı konusu,fosil kalıntılarıdır.Yer kabuğunda doğal süreçlerle oluşmuş fiziksel-kimyasal değişikliklere uğradığı halde,katmanlar arasında korunarak günümüze ulaşmış zoolojik vefitolojik her türlü kalıntılara fosil denir.Terim,jeoloji ilmi terimi olduğu kadar:Paleobiyoloji,Paleobotanik, Jeomorfoloji,paleontoloji ve paleocoğrafya terimidir de.Yine terimle ilgili olarak,fiziksel-kimyasal değişmeler geçirip taşlaşan hayvansal ve bitkisel kalıntıların bu nihayi şekline,fosilleşme denir.

Fosiller,çok değişik özelliklerinin laboratuvar metodlarla incelenmesi sonucu,ait oldukları jeolojik zaman ve devirlerinin değişik coğrafi özellikleri hakkında,akıl yürütme metodu ile de olsa,bazı bilimsel sonuçlara varıla bilmektedir.

Yeryuvarlağının yapı,bileşim ve gelişimini inceleyen bilim demek olan jeofizik de,Yer'in yapısı ve yaşının belirlenmesine yardımcı olan bir ilimdir.

Örneğin,geliştirilen jeofizik metodlar ile,yeraltı yapı özelliklerinin incelenmesi giderek kolaylaşmoştır.Özellikle Sial bölümü hakkında,artık bu sayede geçmişe göre çok şey bilinmektedir.Bununla ilgili bir metod,radyoaktivite teorisi olarak ilme geçmiştir.

Hatırlanacağı üzere radyasyon,sıcaklık veya ışın yaymak demektir.Bu fiziksel olaya kısaca ışınımda denir.Radyoaktif ise,nükleer sıcaklık veya ışınım etkinliği demektir.Terim,kısaca radyoaktivite diye de ifade edilir.

Radyasyon'dan kaynaklanan yani nükleer ışınım yayma derecesinin ölçmeye yarayan jeofiziksel alete radyometre denir.A.B.D'li jeofizikçi J.Jolly,

Rodyoaktiviteli,kayaçların parçalanma ayrışma hareketlerinin,yeryuvarı içinde ısınmaya yol açtığı;bunun deriniklerindeki kayaçlarda daha yüksek ısınmalar ve ergimelerle sonuçlandığını,Magma veya Sima'nın esas oluşma nedenin bu jeofiziksel değişime dayandığını;yeryuvarı kabuğunun yani kabuk bölgesinin de,aslında bu olayların eseri olduğunu ileri sürmüştür.

Bu görüşlere,radyoaktivite teorisi denir.Teori kanıtlanmış olmazsada zamanla yapılan bir tür jeofizik ilmi çalışmaları ve radyometrenin kullanılması ile kayaçların yaşlarının belirlenmesi metodlarına,radyometrik metodlar denir.Bu tür metodlarla yapılan zaman belirlenmesi sonuçlarına göre Yer'in yaşı sorunu konusunda daha çok şey bilmekteyiz.

Çok teknik bir dizi problem teşkil etmesine rağmen kayaçların yaşının belirlenmesi temelde şu esasa dayanır:

En yüksek radyment,uranyum metalidir.Yer kabuğunun bileşiminde bütün kayaçlardai,onlardan oluşmuş topraklarla ve denizlerin sularında bulunur.Ekonomik olarak işletilmeyişini rezerv ve tenörler belirler.

Uranyum atomlarını oluşturan partiküller,binlerce-hatta milyonlarca yıllık bir zaman sürecinde çözünürler ve sekiz elementin oluşmasını sağlar:

Uranitit,peblend,carnotit,otunit...gibi.Buılardan en sonuncusu,kurşun bileşiğidir.Bu oluşum ve değişim çok,uzun bir zaman sürecinde gerçekleşir.Örneğin,1 g uranyum'un radyoaktivitesini yitirerek 1 g kurşun'a dönüşmesi için geçmesi gereken zaman sürecinin,7.6 milyar yıl olacağı hesaplanmaktadır.

Söz konusu ettiğimiz bu oluşum süresinden yararlana uranyum ve kurşun Elementleri bulunan kayaçların yaşlarını gerçeğe yakın bir şekilde hesaplaya bilmektedirler.Gerçekten de bu yapıdaki kayaçların incelenmesi bileşimlerindeki uanyum'un,kaç yılda kurşun2a dönüştüğü ve dolayısıyla da,

Yaşlarının hesaplanmasını sağlamıştır.Bu yolda yaşları hesaplanmış kayaçların,3.5 ile 5 milyar yıl'ı bulduğu anlaşımıştır.

Bu metodla yapılan hesaplamalar,Yer'in kabuk bölgesi'nin ilk şekillenmeye başlamasının en az 4.5—5 milyar yıl eskiye dek uzandığını göstermiştir.Bunun 3.5-4.6 milyar yıl olabileceğini hesaplamış bilim adamlarınada rastlanır.

 
   
Bugün 48 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol